Skip to content Skip to footer

Okula Gitmek İstemeyen Çocuklar

OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLAR

Okula gitmekten kaçınma, her eğitim-öğretim döneminin başında sıklıkla görülen, daha çok 6-8 yaş ve 12-13 yaş aralığında, okula yeni başlayan çocuklarda gözlenen, çocuğun bağlandığı kişi veya kişilerden ayrı kalmasına neden olduğu için, korku içinde ve kaygılı olması durumudur.

Çocuk okula başladığı ilk günler anne veya babasıyla, olabilmesi mümkünse anne ve babayla birlikte okula gitmelidir. Bazı çocuklar, anne ve babasından sorunsuz şekilde ayrılarak sırasına gidebilir ancak sayısı azımsanamayacak kadar çok olan bazı çocuklar bu kadar kolay sırasına doğru ilerleyemeyebilirler.

Çocuk bazen sadece okula gitmek istemiyor da olabilir ancak çoğu zaman istememe süresinin uzamasıyla birlikte ardında bir okul fobisi barındırdığını düşünebiliriz. Çocuğunuz okula giderken yoğun endişe ve korku duyuyorsa ve bu okulun ilk birkaç haftasıyla sınırlı kalmıyorsa, uzunca bir süredir sizi ve çocuğunuzu yorar hale geldiyse okul fobisine dair bir uzmandan yardım almanızda fayda vardır. Okul fobisi olan çocuklar, okula gideceği sabahları karın ağrısı, mide bulantısı gibi şikayetler de bulunabilirler. Okula o gün gitmemek için ailelerine karşı her türlü şanslarını denerler. Çocuğun okula gitmek istememesinin ardında bir çok farklı sebep olabilir. Ailelerin öncelikle çocuğu okula zorla göndermek veya çocuğu okula sadece o gün için bile olsa göndermemek gibi bir tercihleri olmamalıdır. Aile öncelikle çocuklarıyla bu durumu konuşmalı ve çocuklarına karşı yargılayıcı, sorgulayıcı bir dil kullanmadan ardında yatan neden veya nedenlere ulaşmaya çalışmalıdır. Çocuk için okula başlamada yaşadığı kaygının en önemli nedeni, hayatında ilk kez anne ve babasının olmadığı, istediği zaman anne veya babasının yanında bulunamayacağı ve alıştığı çevrenin dışında, yeni bir yere giriyor olmasıdır. Üstelik girdiği bu yeni yerde oldukça fazla yaşıtı vardır, yani daha önce hiç olmadığı kadar sosyal olmaya çalışmakla uğraşacaktır. Okula gitme korkusu yaşayan çocukların çoğunda, ayrılık kaygısı vardır. Çoğunlukla anne veya baba, bağlılık kurduğu, bakımını sağlayan kişi veya kişiler her kimse, onlardan ayrılma korkusunun beraberinde gelir okul korkusu. Çünkü çocuk okula gittiğinde ardında kalan kişiler tarafından bırakıldığını, kendisini bir daha almaya gelmeyeceklerini, kaybolabileceğini düşünür.

OKUL FOBİSİNİ TETİKLEYEN UNSURLAR

Anne baba arasında yaşanan sorunlar çocuğun okula alışma sürecini engelleyebilir. Çocuk okula gittiğinde aklı annesinde veya babasında kalacaktır. ‘Ben yokken anneme bir şey olur mu?’, ‘Ben eve gittiğimde annem evde olacak mı?’ gibi sorularla zihni meşgul eder. Bu sorular çocuğun kaygılarını daha da tetiklemekte ve yeni bir ortama alışamama korkusuna eşlik etmeye devam etmektedir.

Ailede meydana gelen hastalıklar, son zamanlarda ailede yaşanan kayıp, yas tutma süreci geçiren bir ailenin varlığı gibi nedenler, çocuğun okula gitmesini, gitse dahi yaşıtları gibi kolay adapte olmasını engeller.

Okuldaki öğretmenin çocuğa karşı yanlış bir tutum içinde olması, çocuktan yapabileceklerinin üzerinde performans beklenmesi gibi, öğretmenin mükemmeliyetçi, ayrıştırıcı ve yargılayıcı tutumları çocukların okula uyumunu zorlaştırır. Aynı zamanda çocuğun alıştığı bir öğretmeninin değişikliğe uğraması da çocukta okul fobisini tetikler.

Çocuğun akranları tarafından zorbalığa maruz kalması ve bunun uzunca bir süre öğretmenleri tarafından fark edilememesinden dolayı, çocukta hem arkadaşlarına hem öğretmenlerine karşı bir güvensizlik oluşabilir. Tüm bunların yanında çocuk, maruz kaldığı zorbalıktan anne ve babasının kendisini koruyamadığını düşünerek, anne ve babasına karşı olumsuz tavırlar içine de girebilir.

Çocuğun travmatik bir öyküsünün olması, okul dışında veya okula başladıktan sonra cinsel taciz veya istismara maruz kalması. Çocuk yaşadığı travmatik olaylardan dolayı evinden, ailesinin yanından  ayrıldığı her an için kendisini güvensiz hissediyor olabilir.

ANNE VE BABALAR NE YAPMALI?

Çocuğunuz 4- 4.5 yaşına geldiğinde anaokuluna gönderebilirsiniz, zorunlu eğitime geçişten önce, yarım günden başlayarak, tam güne geçirebilirsiniz. Anaokulunu deneme süreci olarak değerlendirebilirsiniz

Çocuğunuz okula başlamadan önce, okul çevresini tanıtabilirsiniz. Onunla düzenli aralıklara okul çevresinde yürüyüşler yapabilir ve çok yakın bir zaman içerisinde bu okulda öğrenci olacağını, öğrenciliğin kendisi ve geleceği için sağlayacağı yararları, gelişim düzeyine uygun bir dille anlatabilirsiniz.

Çocuk önce okul çevresi daha sonra okulun bahçe kapısından içeri, anne veya babasıyla, olabiliyorsa her iki ebeveyni ile girmelidir. Çocuğa yavaş yavaş okulun bölümleri tanıtılabilir. Daha sonra sınıfının olacağı kata veya koridora, anne veya baba eşliğinde girebilir. Sınıfı belirlendiyse, okuyacağı sınıfın içerisine ebeveynleriyle girip, uzunca bir süre durabilir. Tüm bunlar çocuğun okula başlamasından önce yapılabilirse, çocuk okulun ilk gününün belirsizliğiyle daha az kaygılanır.

Çocuğunuz okulun ilk gününde huzursuzluk çıkarıyorsa, onunla kendisinin görebileceği bir yerde bekleyeceğinize dair sözleşebilirsiniz. Sınıf içerisinde beklemeyi çocuk isteyebilir ancak tüm anneler için çocuklarının bu eşsiz deneyimlerine şahit olmak önemlidir, bu nedenle velilerin öğretmeni en az engelleyici davranışlarda bulunmaları gerekir. Bu süreçte öğretmenin tutumu da okul korkusu yaşayan çocuğu anlayan ve bu nedenden dolayı yargılamayan, çocuk için en uygun ortamı sağlayabilecek şekilde olmalıdır. Hem ailenin hem de öğretmenin iş birliği içerisinde, sabırla yönetilmesi gereken bir süreçtir.

 

 

Yorum Yap